• 09-07-2022
  • 6 dak
  • 1175
  • 0

VTEC ve i-VTEC Nedir? VTEC Motor Nasıl Çalışır?

VTEC ve i-VTEC motor nedir? VTEC motor nasıl çalışır? VTEC ve i-VTEC sistemleri arasındaki fark nedir?

VTEC Nedir?

Otomobillerle ilgileniyorsanız muhtemelen daha önce "VTEC" kelimesini duymuşsunuzdur, ancak bunun ne anlama geldiğini bilmiyor olabilirsiniz. İngilizce açılımı "Variable Valve Timing" veya "Lift Electronic Control" olan VTEC, dilimizde "Değişken Zamanlamalı Supap Kontrol Sistemi" veya "Elektronik Açılma Kontrolü" anlamına gelir ve 80'lerin sonlarında Honda'nın mühendisi Ikuo Kajitani tarafından icat edilen inanılmaz derecede dahiyane bir sistemdir. 1989 yılında ilk kez tanıtılan bu teknoloji, Japon pazarında Honda Integra XSi'de ve Kuzey Amerika pazarında 1991 Acura NSX'te DOHC motorlarda kullanıldı. 1995 model 1.8 hacimli Integra Type R ile 197 beygir güç üretildi ve bu motor, o sırada turboşarj ve süperşarj kullanan çoğu arabadan daha fazla beygir gücüne sahipti.

Ayrıca Bakınız: SOHC ve DOHC Motor Nedir? Avantajları ve Dezavantajları Nelerdir?

Değişken supap zamanlaması, motor devrine göre supapların açık kalma süresini elektronik olarak kontrol etme işlemidir. Bu sayede, motor düşük devirlerde daha az yakıt tüketirken, yüksek devirlerde daha iyi performans sunmaktadır.

VTEC Motor Nasıl Çalışır?

Benzinle çalışan motorlar beygir gücü üretmek için, genel olarak dört şeye ihtiyaç duyar: hava, yakıt, sıkıştırma ve ateşleme. VTEC sistemini anlatırken, biz bu denklemin hava kısmına odaklanacağız.

Motorlar hakkında az da olsa bilgi sahibiyseniz, eksantrik milinin ne işe yaradığını ve nasıl çalıştığını bilirsiniz. Bilmeyenler için basitçe anlatmak gerekirse, eksantrik mili, motor bloğu üzerine paralel olarak yerleştirilmiş uzun metal çubuklardır. Dönüş hareketini, krank mili dişlisinden bir triger kayışı veya zamanlama zinciriyle alır. Krank mili dönüş hızının yarısı hızında döner, yani bir çevrimde krank mili iki tur dönerken, eksantrik mili bir tur döner. Eksantrik milinin görevi, üzerinde bulunan yumurta şeklindeki loblar sayesinde emme ve egzoz subaplarının itilerek açılmasını sağlamaktır. Emme supapları açıldığında hava ve yakıt yanma odasına girer, egzoz supapları açıldığında ise atık gazlar dışarı atılır.

Ayrıca Bakınız: Eksantrik (Kam) Mili Nedir? Nasıl Çalışır? Kam Mili Arıza Belirtileri Nelerdir?

4 zamanlamalı benzinli bir motorda:

Emme zamanlaması sırasında, piston aşağı doğru hareket ederken emme supapları açılır ve hava-yakıt karışımı silindire alınır. Piston, en alt noktaya (A.Ö.N / Alt Ölü Nokta) ulaştığında emme işlemi biter ve emme supapları kapanır.

Sıkıştırma zamanlaması sırasında, piston yukarı doğru (Ü.Ö.N / Üst Ölü Nokta) hareket ederken hava-yakıt karışımı sıkıştırılır. Piston üst ölü noktaya ulaştığında sıkıştırma işlemi biter.

Ateşleme zamanlaması sırasında, sıcaklığı ve basıncı artmış olan karışım bir buji ile ateşlenir ve yanmaya başlar. Ortaya çıkan müthiş patlama, pistonu hızla aşağı doğru iter ve krank milini döndürür. Pistonun alt ölü noktaya ulaşması ile ateşleme zamanlaması biter.

Egzoz zamanlaması piston yeniden yukarı çıkarken başlar. Bu esnada egzoz supapları açılır ve yanmış gazlar egzozdan dışarı atılır. Piston üst ölü noktaya geldiğinde bu işlemde sona erer ve motorun bir çevrimi tamamlanmış olur.

Bu uygulama, motor düşük devirlerde çalıştığı sürece harikadır, ancak motor devrini artırdığınızda bu yapılandırmada bazı sorunlar ortaya çıkar. Motor 4.000 RPM'de (dakikadaki devir sayısı) çalışıyorsa, supaplar dakikada 2.000 kez veya saniyede otuz ila kırk kez arasında açılıp kapanacaktır. Emme supaplarının açıldığı o kısacık sürede, yeteri kadar havanın silindirlere yönlendirilmesinde bazı sorunlar ortaya çıkar. Yüksek motor devirlerinde, yeterli havanın silindirlere girebilmesi için emme supaplarının açık kalma sürelerinin değiştirilmesi gerekmektedir.

Lobların eksantrik miline yerleştirilme şekliyle motorun farklı RPM aralıklarında çalışması arasında önemli bir ilişki olduğu ortaya çıkmaktadır. Düşük devirlere göre ayarlanmış supap zamanlaması, yüksek devirlerde motor gücünün düşmesine neden olmakta, yüksek devirlere göre ayarlanmış supap zamanlaması ise düşük devirlerde rölanti sorunlarına ve motorun zar zor çalışmasına yol açmaktadır.

Şimdi gelelim Honda'nın VTEC teknolojisine...

Klasik içten yanmalı bir motorda, eksantrik mili üzerinde bulunan loblarının tümü aynı boyuttadır. Honda'nın VTEC sistemi ise, düşük ve üst düzey performanslar için ayrı eksantrik mili lobları kullanır ve motor bilgisayarı (ECU) bu loblar arasından motorun hızına, yüküne ve devrine göre seçim yapar.

Eksantrik mili üzerinde, iki standart boyutlu dış lob ve daha büyük çapta bir orta lob vardır. Bu loblar, eksantrik mili ile birlikte döner ve düşük devirlerde supapları yalnızca dış loblar (küçük olanlar) kontrol eder. Motor daha hızlı dönmeye başladığında, yağ basıncı artar ve hidrolik kontrol edilen bir pin sayesinde külbütör kolları birbirine kilitlenir. Bu aşamada, supaplar daha büyük olan orta loba göre hareket ederek, daha erken ve daha uzun süre açık kalırlar. Bu da, daha fazla hava ve yakıtın silindirlere girmesine izin vererek, daha fazla tork ve beygir gücü oluşturur.

Aşağıdaki resim konuyu daha iyi anlamanıza yardımcı olacaktır.

VTEC ve i-VTEC Nedir? VTEC Motor Nasıl Çalışır?

i-VTEC Nedir?

Asıl adı "Intelligent Variable Valve Timing and Lift Electronic" olan i-VTEC, dilimize "Akıllı Değişken Zamanlamalı Supap Kontrol Sistemi" olarak çevrilir. Ikuo Kakitan tarafından geliştirilen bu sistem, 2001 yılından beri tüm Honda modellerinde kullanılmaktadır.

VTEC ve i-VTEC Arasındaki Fark Nedir?

Temelde görevleri aynı olan bu iki sistemin farkı basitçe şu şekilde anlatılabilir. VTEC sistemi çok yüksek devirlerde etkili olduğu için yakıt tüketimine çok fazla katkı sağlamıyordu. Normal bir şekilde araç kullanılırken ortalama motor devir 1500-4000 RPM aralığındadır, bu nedenle VTEC sisteminden alınan verim ve performans çoğu zaman etkisiz kalıyordu. Özellikle otomatik vites araçlarda, yüksek devirlere çıkmak çok nadir bir olaydır. Gelişen teknoloji ile birlikte, VTEC'in devreye girme bandı 3000 RPM seviyelerine kadar düşürüldü ve sürücüler bu özellikten daha fazla yararlanmaya başladı, ancak sistem hala yeterli değildi.

i-VTEC sisteminde kullanılan daha gelişmiş elektronik donanımlar sayesinde, sürücüler tüm motor devirlerinde ve koşullarda sistemin ürettiği tork ve güçten yararlanabilmektedir. VTEC ve i-VTEC sistemleri arasındaki en önemli fark budur.

Yorum Yap

Üye olmadan yorum yapabilir, bu konu hakkındaki düşüncelerinizi bizlerle paylaşabilirsiniz.

Yazılan yorumlar hiçbir şekilde ototasarruf.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.